Kevn Ve Fesad Nedir ?

Aksay

Global Mod
Global Mod
Kevn ve Fesad: Kadim Bir Çerçevenin Bugünkü Kör Noktaları

Selam dostlar,

“Kevn ve fesad” ifadesinin romantize edilmesine itirazım var. Evet, kulağa şiir gibi geliyor: kevn (oluş, meydana geliş) ve fesad (bozulma, çözülme). Ama bu çerçeveyi olduğu gibi kabul ettiğimizde, dünyayı değişim ve çürüme çiftine indirgemiş oluyoruz. Bence artık daha cesur sormalıyız: Bu ikili, gerçeği mi açıklıyor, yoksa onun üstünü kadim bir örtüyle mi kapatıyor?

Tanımın Gücü ve Tuzu: Neyi İsimlendirirsek Onu Görürüz

“Kevn ve fesad” esasen dünyanın akışını tarif eder: şeyler doğar, değişir, bozulur. İkili, değişimin sürekliliğini kabul ettiği için güçlüdür; durağan bir kâinat değil, devingen bir dünya anlatır. Fakat gücünün tuzu da burada saklı: Adlandırdığın şeyi büyütürsün. Eğer bozulmayı “fesad” diye ahlâkî bir gölgeyle boyarsan, doğal çözünmeleri bile etik bir suçlulukla okursun. Oysa bazen “bozulan” şey, yerini daha iyi bir oluşa bırakır; bazen de yenilenme, eski formun çürümesiyle mümkün olur.

Tarihsel Bağlam: Gökkürelerden Termodinamiğe

Bu kalıp, Aristotelesçi doğa tasavvurunun (oluş ve bozuluş) İslam düşüncesindeki yankılarıyla şekillendi. Sublunar ile süblunar ayrımı (ay altı değişir, gökler değişmez) modern bilimle çöktü. Newton mekaniği, kozmoloji, evrim, jeoloji derken değişim yalnız yeryüzünün değil evrenin de dokusu çıktı. Termodinamiğin ikinci yasası (entropi) ise “fesad”ı sadece çürüme değil, enerji dağılımının istatistiksel yönü olarak okur. Kısacası “kevn ve fesad”, bir dönemin güçlü sezgisi; fakat bugün kısmi bir metafor.

Kör Noktalar: Ahlâkileştirilmiş Fizik ve Siyasileştirilmiş Dil

Birinci kör nokta: Ahlâkileştirilmiş fizik. Çözünmeyi “fesad” diye damgaladığımızda, doğadaki yıkım-yapım döngüsünü tek taraflı okuruz. Yangın sonrası ormanın kendini yenilemesi, eski düzenin “fesadı” değil, ekosistemin adaptasyonudur.

İkinci kör nokta: Siyasileştirilmiş dil. “Fesad” kelimesi tarih boyunca kimi zaman muhalefeti veya alışılmadık olanı damgalamak için kullanıldı. Bu, tartışmayı rasyonel zeminden duygusal/ahlâkî alarma çeker. Sonuç: kavram, eleştirel düşünceyi kısmak için kolay bir düdüğe dönüşebilir.

Üçüncü kör nokta: Detay yoksulluğu. Kevn-fesad ikilisi, karmaşık süreçleri ikili kodla açıklar. Oysa biyoloji, ekonomi, şehircilik gibi alanlarda işler doğrusal olmayan, eşik ve geri besleme içeren ağlardır. “Bozulma” dediğimiz şey, kimi zaman faz geçişi, yeniden yapılanma ya da dayanıklılık artışıdır.

Erkeklerin Stratejik/Problem Çözme Odaklı Yaklaşımı: Metriğe, Mekanizmaya, Modüle

Bazı erkek forumdaşlar meseleyi “çözüm mimarisi”yle okur:

1. Metriğe çevir: “Fesad” diyorsak, ne bozuluyor? Biyoçeşitlilik endeksi mi, enflasyon eğrisi mi, sosyal güven endeksi mi? Ölçmezsek, “bozulma” retoriği boşlukta kalır.

2. Mekanizma kur: Hangi geri beslemeler sistemi kırılgan kılıyor? Enerji bağımlılığı mı, borç çevirme maliyeti mi, kuraklık döngüsü mü?

3. Modüler çözüm: Tek büyük reform yerine, denenebilir küçük modüller: topluluk bahçeleri, mikrogrid’ler, açık veri portalları, katılımcı bütçe. Bozulmayı “ahlâkî felaket” diye ağlamak yerine, deney tasarla, ölç, yinele.

Bu bakışın gücü: eyleme geçirme ve hesap verebilirlik. Zayıf tarafı: İnsan hikâyesinin inceliklerini ve dilin yaralarını hafife alma riski.

Kadınların Empatik/İnsan Odaklı Yaklaşımı: Yarayı Oku, Bağı Onar, Ritmi Duy

Bazı kadın forumdaşlar dilin açtığı yarayı görür:

- “Fesad” kelimesi kimi bağlamlarda dışlama üretir; farklı olanı, kırılgan olanı, yeni filizi suçlar.

- Toplum ritimle yaşar: bakım emeği, mahalle dayanışması, görünmeyen ağlar. Bu ritim bozulduğunda krizi sadece metriklerle göremezsin; hikâyeler gerekir.

- Onarımın yolu, insanlar arasında güven ve temas kurmaktan geçer: kapsayıcı dil, müşterekler, kamusal dinleme.

Bu bakışın gücü: meşruiyet üretmek, yarayı konuşturmak ve toplumsal dokuyu gözetmek. Zayıf tarafı: Stratejik planı geciktirebilecek duygusal ağırlık ve ölçülebilir hedef eksikliği.

Köprü Önerisi: Entropi Dili + Onarım Etiği

İki damar birleştiğinde iş yapar:

- Entropi Dili (strateji): Bozulmayı “ahlâkî çöküş” değil, enerji, bilgi ve kurum düzeninin dağılması olarak okuyalım. Böylece sorun mühendislik + yönetişim alanına da tercüme olur.

- Onarım Etiği (empati): Her teknik çözümün yanına insan deneyimini koy. Enerji yoksulluğu çözümünde sayaç kadar hane hikâyelerini de dinle; kentsel dönüşümde metrekare kadar kök bağlarını da ölç.

Somutlaştırma:

- Erken Uyarı Paneli (erkek yaklaşımının metrik gücü): su/enerji kaybı, borç-servet oranı, gıda erişimi, ruh sağlığı göstergeleri.

- Topluluk Onarım Atölyeleri (kadın yaklaşımının şefkati): mahalle meclisi, bakım ağı haritası, dil şiddeti farkındalığı, “yavaş şehir” pilotları.

Birlikte: veri + hikâye. Böylece “kevn”i (yenilik/oluş) tasarlarız, “fesad”ı (dağılma) yavaşlatır/çeviririz.

Kavramın Yeniden Çerçevelenmesi: Kevn ≠ İlerleme, Fesad ≠ Son

Yanılgı şurada: Kevn’i otomatik “ilerleme”, fesadı otomatik “çöküş” sanmak. Oysa:

- Kevn bazen “zehirli büyüme”dir (aşırı betonlaşma, aşırı tüketim).

- Fesad bazen törpülenmedir (eski ama zararlı bir alışkanlığın çözülmesi).

Dolayısıyla ikiliği, “iyi-kötü” ekseninden karmaşıklık-uyum eksenine taşıyalım. Soru: Bu oluş/bozuluş sistemi daha uyumlu hâle getiriyor mu?

Provokatif Sorular: Hararetli Ama Yapıcı Bir Tartışma İçin

1. “Fesad” dediğimiz şeyin ne kadarı doğal adaptasyon, ne kadarı gerçek çürüme? Sınırı nerede çizeriz?

2. Ahlâk yüklü bir kelimeyle (fesad) kamusal politika inşa edilebilir mi; yoksa bu, eleştiriyi susturan bir retorik sis perdesi mi?

3. Erkeklerin stratejik-metrik odaklı reçetesi ile kadınların empatik-onarım merkezli yaklaşımını tek protokolde nasıl birleştiririz? Somut öneriniz nedir?

4. Kevn’i “her yenilik iyidir” diye kutsamak, bizi zehirli büyüme körlüğüne sürüklüyor mu?

5. Fesadı toplumsal dokuda hissediyorsak; önce dili mi, veri setini mi, kurumu mu değiştirmeliyiz? Sıra nedir?

Son Söz: Kadim Metafor, Modern İşçilik

“Kevn ve fesad” bize değişimin şiirini hatırlatır. Ama bugün şiire işçilik eklemeliyiz: veri, mekanizma, hikâye, onarım. Aksi hâlde kelimeler, gerçekliği açıklamak yerine gölge oyununa dönüşür. Gelin bu başlıkta, kavramın büyüsünü bozmayalım; ama gözümüzü de boyatmayalım. Değişimi sadece alkışlamak ya da lanetlemek yerine, tasarlayalım, ölçelim, onaralım. Çünkü şehrin, toplumun ve kendi hayatlarımızın ritmi, ancak böyle tutar.