Gonul
New member
[color=] Öyküleme Nedir? 7. Sınıf Kitabından Çıkan Sıra Dışı Bir Keşif!
Selam forumdaşlar!
Bugün, okulda hepimizin bir şekilde karşılaştığı, ama bazılarımızın "Vallahi neymiş bu, başıma dert oldu" diye düşündüğü bir konuyu ele alacağız: Öyküleme! Hadi gelin, bu konuyu biraz eğlenceli bir şekilde çözümleyelim. Hem de erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise empatik bakış açılarıyla harmanlayarak, 7. sınıf seviyesinde öyküleme nedir sorusunun cevabını arayalım. Ne dersiniz?
[color=] Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Öyküleme İşte, Bu Kadardır!”
Erkekler çoğu zaman konuya daha stratejik ve çözüm odaklı yaklaşır. Düşünsenize, bir erkek öyküleme konusunda şunları derdi: “Öyküleme, işte bir hikaye anlatmak değil mi? Yani, anlatacağına başla, ortasına gel, sonra çözümünü sun. Bitti. Bu kadar basit!” Hadi, biraz daha ciddi bakalım… Öyküleme aslında bir olayın anlatılma biçimidir, ancak erkekler için bu süreç her zaman daha net ve sistematik bir şekilde ilerler.
Mesela, öykülemenin temel öğeleri olan başlangıç, gelişme ve sonuç dedikçe, erkekler bir yandan "Ha, tamam, başta kahraman var, ortada sıkıntı var, sonunda kahraman sorunu çözüyor" diye düşünürler. Her şey sistemli ve açık. Aydınlanma yaşadılar mı? Tabii ki! Bir yol haritası gibi öyküleme kurallarına sadık kalacaklardır. Öyküleme nedir? Bir şeyin nasıl olduğunu ve neden olduğunu bilmek isteyen bir yaklaşım… Daha önce düşündünüz mü, hikayeniz neden burada duruyor? Sorun yoksa çözüm de yoktur, değil mi?
[color=] Kadınların Empatik Bakışı: “Olayı Anlatmak Yetmez, Kalbini de Anlamalıyız!”
Ama gelin, bir de kadın bakış açısına göz atalım. Kadınlar, öykülemenin duygusal derinliğine daha çok odaklanabilirler. Öykülemede sadece “başlangıç, gelişme, sonuç” yoktur, bir de kalp vardır! Kadınlar, genellikle karakterlerin duygularını, ilişkilerini ve bunların hikayeye nasıl yansıdığını anlamaya daha eğilimlidirler. Bir kadın için, “öyküleme” aslında bir tür empati kurma sürecidir.
Kadınlar için bir öykü anlatmak, karakterlerin yaşadığı duygusal dalgalanmalara, ilişkilerindeki inceliklere ve sonunda nasıl bir anlam çıkardıklarına odaklanmayı gerektirir. Olayın akışında neler olduğu kadar, karakterlerin hissettiklerini ve bu hissiyatların hikayenin içine nasıl işlendiğini de çok önemserler. Mesela, bir kadın öykülemede sadece kahramanın sorunu nasıl çözdüğünü değil, aynı zamanda kahramanın içsel değişimini ve duygusal yolculuğunu izler.
Daha net olmak gerekirse, diyelim ki bir hikayede kahraman kaybolmuş bir kedi buluyor. Erkek yaklaşımıyla bu “hadi hadi, kediyi bulup eve götürdü, bitti” olur. Kadın bakış açısıyla ise, “Ama o kedinin kaybolmuş olmasının kahramanın kalbinde nasıl bir boşluk bıraktığı, kediyi bulduğunda hissettiği mutluluğun derinliği, kediyle kurduğu bağ” gibi duygusal ögeler ön plana çıkar. İşte bu, öykülemenin toplumsal ve duygusal anlamda zenginleştirilmesidir.
[color=] Öyküleme ve 7. Sınıf: Okulda Hangi Öyküyü Yazmalı?
Şimdi gelelim 7. sınıf öğrencilerine… Okulda anlatmamız gereken öyküler her zaman bize bir fırsat gibi gelir. Erkekler için bu fırsat, “Hadi şimdi, öyküyü yazalım, kahramanı ve olayları koyduk, çözümü bulduk, tamamdır!” şeklinde işliyor. Kadınlar ise “Evet, ama bu kahramanın içsel yolculuğunu da anlatmam lazım, çünkü olay sadece dış dünyada geçmiyor, içsel bir dönüşüm de gerekiyor!” diyebilirler.
Öyküleme işinin başlangıç, gelişme ve sonuç formatına herkes aşina. Ancak burada asıl önemli olan nokta, kahramanın yaşadığı duygusal dönüşüm. Duygusal bir öykü yazmak, karakterin içsel çatışmalarını, hislerini ve sonuçta nasıl bir değişim yaşadığını keşfetmek çok önemli bir beceri. Bir kahramanın sadece bir olayı çözmesi değil, o olayı nasıl hissettiği, onunla nasıl yüzleştiği de öykülemeyi özel kılar.
Tabii, bu hem erkeklerin hem de kadınların öykülemenin farklı yönlerine yaklaşımlarını yansıtıyor. Erkekler çözüm odaklı ve stratejik düşünürken, kadınlar duygusal ve toplumsal boyutları göz önünde bulundururlar.
[color=] Forumdaki Arkadaşlar! Hadi Tartışalım!
Peki, şimdi sizce “öyküleme” nedir? Sadece bir olayın anlatılması mıdır, yoksa bir içsel yolculuk, karakterlerin duygu ve düşüncelerinin yansıması mı? Erkekler, çözüm odaklı bir bakış açısıyla öykülemeyi daha pratik bir şekilde ele alırken, kadınlar daha çok duygusal derinliklere iniyor. Peki ya siz? Hangi bakış açısını tercih ediyorsunuz? Yorumlarınızı ve öyküleme hakkındaki görüşlerinizi sabırsızlıkla bekliyorum!
Hadi bakalım, kim en yaratıcı öyküyü yazacak?
Selam forumdaşlar!
Bugün, okulda hepimizin bir şekilde karşılaştığı, ama bazılarımızın "Vallahi neymiş bu, başıma dert oldu" diye düşündüğü bir konuyu ele alacağız: Öyküleme! Hadi gelin, bu konuyu biraz eğlenceli bir şekilde çözümleyelim. Hem de erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise empatik bakış açılarıyla harmanlayarak, 7. sınıf seviyesinde öyküleme nedir sorusunun cevabını arayalım. Ne dersiniz?
[color=] Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Öyküleme İşte, Bu Kadardır!”
Erkekler çoğu zaman konuya daha stratejik ve çözüm odaklı yaklaşır. Düşünsenize, bir erkek öyküleme konusunda şunları derdi: “Öyküleme, işte bir hikaye anlatmak değil mi? Yani, anlatacağına başla, ortasına gel, sonra çözümünü sun. Bitti. Bu kadar basit!” Hadi, biraz daha ciddi bakalım… Öyküleme aslında bir olayın anlatılma biçimidir, ancak erkekler için bu süreç her zaman daha net ve sistematik bir şekilde ilerler.
Mesela, öykülemenin temel öğeleri olan başlangıç, gelişme ve sonuç dedikçe, erkekler bir yandan "Ha, tamam, başta kahraman var, ortada sıkıntı var, sonunda kahraman sorunu çözüyor" diye düşünürler. Her şey sistemli ve açık. Aydınlanma yaşadılar mı? Tabii ki! Bir yol haritası gibi öyküleme kurallarına sadık kalacaklardır. Öyküleme nedir? Bir şeyin nasıl olduğunu ve neden olduğunu bilmek isteyen bir yaklaşım… Daha önce düşündünüz mü, hikayeniz neden burada duruyor? Sorun yoksa çözüm de yoktur, değil mi?
[color=] Kadınların Empatik Bakışı: “Olayı Anlatmak Yetmez, Kalbini de Anlamalıyız!”
Ama gelin, bir de kadın bakış açısına göz atalım. Kadınlar, öykülemenin duygusal derinliğine daha çok odaklanabilirler. Öykülemede sadece “başlangıç, gelişme, sonuç” yoktur, bir de kalp vardır! Kadınlar, genellikle karakterlerin duygularını, ilişkilerini ve bunların hikayeye nasıl yansıdığını anlamaya daha eğilimlidirler. Bir kadın için, “öyküleme” aslında bir tür empati kurma sürecidir.
Kadınlar için bir öykü anlatmak, karakterlerin yaşadığı duygusal dalgalanmalara, ilişkilerindeki inceliklere ve sonunda nasıl bir anlam çıkardıklarına odaklanmayı gerektirir. Olayın akışında neler olduğu kadar, karakterlerin hissettiklerini ve bu hissiyatların hikayenin içine nasıl işlendiğini de çok önemserler. Mesela, bir kadın öykülemede sadece kahramanın sorunu nasıl çözdüğünü değil, aynı zamanda kahramanın içsel değişimini ve duygusal yolculuğunu izler.
Daha net olmak gerekirse, diyelim ki bir hikayede kahraman kaybolmuş bir kedi buluyor. Erkek yaklaşımıyla bu “hadi hadi, kediyi bulup eve götürdü, bitti” olur. Kadın bakış açısıyla ise, “Ama o kedinin kaybolmuş olmasının kahramanın kalbinde nasıl bir boşluk bıraktığı, kediyi bulduğunda hissettiği mutluluğun derinliği, kediyle kurduğu bağ” gibi duygusal ögeler ön plana çıkar. İşte bu, öykülemenin toplumsal ve duygusal anlamda zenginleştirilmesidir.
[color=] Öyküleme ve 7. Sınıf: Okulda Hangi Öyküyü Yazmalı?
Şimdi gelelim 7. sınıf öğrencilerine… Okulda anlatmamız gereken öyküler her zaman bize bir fırsat gibi gelir. Erkekler için bu fırsat, “Hadi şimdi, öyküyü yazalım, kahramanı ve olayları koyduk, çözümü bulduk, tamamdır!” şeklinde işliyor. Kadınlar ise “Evet, ama bu kahramanın içsel yolculuğunu da anlatmam lazım, çünkü olay sadece dış dünyada geçmiyor, içsel bir dönüşüm de gerekiyor!” diyebilirler.
Öyküleme işinin başlangıç, gelişme ve sonuç formatına herkes aşina. Ancak burada asıl önemli olan nokta, kahramanın yaşadığı duygusal dönüşüm. Duygusal bir öykü yazmak, karakterin içsel çatışmalarını, hislerini ve sonuçta nasıl bir değişim yaşadığını keşfetmek çok önemli bir beceri. Bir kahramanın sadece bir olayı çözmesi değil, o olayı nasıl hissettiği, onunla nasıl yüzleştiği de öykülemeyi özel kılar.
Tabii, bu hem erkeklerin hem de kadınların öykülemenin farklı yönlerine yaklaşımlarını yansıtıyor. Erkekler çözüm odaklı ve stratejik düşünürken, kadınlar duygusal ve toplumsal boyutları göz önünde bulundururlar.
[color=] Forumdaki Arkadaşlar! Hadi Tartışalım!
Peki, şimdi sizce “öyküleme” nedir? Sadece bir olayın anlatılması mıdır, yoksa bir içsel yolculuk, karakterlerin duygu ve düşüncelerinin yansıması mı? Erkekler, çözüm odaklı bir bakış açısıyla öykülemeyi daha pratik bir şekilde ele alırken, kadınlar daha çok duygusal derinliklere iniyor. Peki ya siz? Hangi bakış açısını tercih ediyorsunuz? Yorumlarınızı ve öyküleme hakkındaki görüşlerinizi sabırsızlıkla bekliyorum!
Hadi bakalım, kim en yaratıcı öyküyü yazacak?